Modern Türk edebiyatının usta kadın yazarlarından olan Ayşe Kulin’den okunası bir roman daha: 4 Gün 3 Gece…Bu güzel romanı hafta sonu okuması olarak seçtim ve bir çırpıda bitirdim. Her zamanki Ayşe Kulin ustalığıyla bütünleşen romanı çok sevdim.
Sevdim ama şunu da belirtmek isterim; keşke kitap biraz uzun tutulsaydı, çünkü bir okur olarak kendimi tam kitaba kaptırmışken 160 sayfanın bitmesini hiç istemedim. Ayşe Kulin, okurlarını Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran 27 Mayıs Darbesi ve öncesine götürüyor.
27 Mayıs 1960… Ülkedeki tüm vatandaşlar askerî darbe haberiyle uyanıyor sabaha. Sokaklarda tanklar, radyodan yükselen bültenler, düşmeyen telefonlar, ulaşılamayan dostlar…
Usta romancı Ayşe Kulin, tek mekânda kurguladığı ve dört gün üç gecelik bir zaman dilimini kapsayan romanında, 1960 darbesini, okurunu sıradan görünen ama içinde hiç de sıradan olaylar yaşanmayan bir apartman dairesine konuk ederek anlatıyor. Her ayrıntısı incelikle işlenmiş Dört Gün Üç Gece, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin unutulmaz hadiselerinden birine farklı bir yöntemle, aşkla, ayna tutuyor.
Sayfa: 160
Protestolarda yaralanan Yusuf adında bir gencin bilmediği bir aparmana sığınmasıyla başlayan roman okuyanları şaşırtacak. Türkiye fokur fokur kaynarken öğrenciler, sendikacılar ve muhalefet seslerini daha yüksek perdeden çıkartmaya başlamıştı. Her gün yaşanan toplumsal olaylarda polislerin sert müdahalesi sonucu pek çok genç yaralanıyor, ülke yangın yeridir.
Bu gençlerden biri de 21 yaşındaki Yusuf idi. Can havliyle yaralı biçimde kendini bir apartmana atması, ve onu bulan Sedef adlı kadının genci evine alması, yaralarını iyileştirmesiyle başlayan roman, sonunda dramatik bir sonla sona bitiyor.
Sedef’in eşi, Demokrat Parti’nin milletvekili ve o sıralarda yurt dışındadır. Korka korka genci evine alan kadının tek umudu vardır: Yusuf’un bir an önce iyileşmesi ve evine gitmesi. Çünkü eşinin bunu duyması, görmesi hem evliliğine zarar verecek hem de kendisini sevmeyen muhalefet partilileri tarafından toplum nezdinde küçük düşürülecekti.
YASAK BİR AŞK…
Dört günün sonunda Yusuf artık gideceği bir yeri olmamasına rağmen gitmek isterken tank sesleriyle darbenin olduğunu ve Türkiye’nin yeni bir döneme girildiğini görünce gitme işi biraz daha uzuyor.
Sedef ve Yusuf işte böyle bir anda birbirlerine yaklaşıyorlar. Aralarında yasak aşk doğuyor… Yusuf çaresizdir; üstelik 50 yaşında olan bir kadına aşık olmuştur. Sedef de aşıktır ama bu aşkın imkansızlığını her ikisi de bilmektedir.
Kitabı daha fazla anlatmadan en iyisi siz okuyun.